Köleliğin 8 özelliği

Kölelik, ekonomik üretim için kölelerin sömürülmesine dayanan herhangi bir sosyal sisteme verilen addır. Kökenleri tarım devrimi dönemine kadar uzanır ve o zamandan beri farklı tarihsel koşullara uyum sağlamıştır.

Örneğin Mezopotamya, Eski Mısır, Aztek imparatorluğu, Yunanistan ve Roma ekonomileri köleleştirildi. Sömürgecilik ve emperyalizm de kölelerdi. Feodalizm gibi köle olmayan modellerin de onun bazı özelliklerini benimsemesi olmuştur.

Bir sistem olarak kölelik, aşağıdaki unsurlarla karakterize edilir:

1. Güçlü sosyal tabakalaşma

Köle modelleri iki ana grupta yapılandırılmıştır: köle sektörlerinin kendisi ve köle kitlesi. Köle sektörleri genellikle büyük toprak sahiplerine, büyük atölyelerin sahiplerine, tüccarlara ve tefecilere bölünür.

Köle sektörü, yalnızca üretim araçlarının (toprak veya sanayi) sahibi değil, aynı zamanda aletlerin, çalışma nesnelerinin, kölenin, çalışmalarının ürününün ve kârlarının da sahibidir.

Bu grupların ortasında, küçük mülk sahipleri (zanaatkarlar ve köylüler) ve bu kesimlerin sosyal düzenden yoksullaşmış ve marjinalleşmiş insanlardan oluşan özgür nüfusun bir ara kesimi vardır.

2. Köle özel mülkiyettir

Köle mülkiyettir ve dolayısıyla özel mülkiyettir. Tüm köle modellerinde köleler kişi olarak değil, sistemin temeli olan bir başkasının mülkü olarak kabul edilir. Bu, efendinin köleye ticari mal muamelesi yapabileceği ve vücudunu dilediği gibi kullanabileceği anlamına gelir.

3. Kasıtlı şiddet kullanımı

Kölelik, hem köleleri yakalama sürecinde hem de sonrasında kölelerin boyun eğmesini garanti altına almak için kasıtlı şiddet uygulanmasını gerektirir. Bu, yalnızca insanlık dışı görevler, faaliyetler ve/veya iş günleri değil, aynı zamanda acımasız ve çoğu zaman ölümcül cezalar anlamına gelir.

Bu kötü muamele ve cezalar mutlaka köle sahipleri tarafından değil, onlar adına genellikle “gerekli olanı” yapma yetkisine sahip orta düzey çalışanlar tarafından gerçekleştirilir. Örneğin, sömürge köle sistemlerinde bu işlev haciendaların ustabaşıları tarafından yerine getirildi.

4. Etnik veya toplumsal cinsiyet bileşeni

Kölelik, etnik ve cinsiyet ayrımcılığının güçlü bir bileşenine sahiptir. Bu, kölelerin yakalanmasında önemli bir unsurun farklılık algısı olduğu anlamına gelir ve bundan dolayı, kölelere üstünlük ilkesi. diğerleriBelirli bir kültürün değerleri çerçevesinde tanımlanan. Yabancılar, kadınlar, savaş esirleri, yabancı etnik gruplar veya sınıflandırılmamış kişiler tarihsel olarak köle tacirlerinin hedef kitlesi olmuştur.

Şu örnekleri verebiliriz: Amerika'nın sömürgeleştirilmesinde siyahların ve yerlilerin köleleştirilmesi; eski Mısır'da Yahudi halkının köleleştirilmesi veya cinsel sömürü için kadın ticareti (hâlâ yürürlükte).

5. Düşük bireysel üretim, ancak yüksek seri üretim

Köle modellerinde, köleler düşük kaliteli üretim veya düşük bireysel üretim yoluyla direnir (iş aletlerinin kasıtlı olarak bozulması gibi sabotajları içerir). Bununla birlikte, kölelerin düşük maliyetleri, toplu alımlarına izin verir ve sonuçta yüksek üretimle sonuçlanır.

6. Köle ticareti meşru bir ekonomik faaliyet olarak görülüyor

Kölelik sistemleri, köleleri ticari mal olarak düşündükleri için, köle ticaretini, üretim aygıtı içinde bir işlevi yerine getiren meşru bir ekonomik faaliyet olarak görürler. Buna karşı çıkmak sisteme karşı çıkmaktır.

7. Kölenin hiçbir hakkı yoktur

Köle, insan olmayıp bir "alet" veya "mal" olduğu için hiçbir hakka sahip değildir. Buna ekonomik, medeni ve insan hakları dahildir. Örneğin, koloninin tarihi, kölelerin herhangi bir yasal korumaya sahip olmadığını göstermektedir. Bazı toplumlarda kölenin özgürlüğünü sonunda satın alabileceği öngörülse de, bunu kabul etmesi işverenine bağlıydı ve son sözü söyleyen de bu oldu.

8. Köleliğin kalıtsal doğası

Köle, sahibinin mülkü olarak her düşünüldüğünde, onun soyu da herhangi bir analık hakkı doğurmadan onun mülkü olur. Bu nedenle, kölenin her oğlu, efendinin mülkü içinde sayılan bir köle daha.

Arkadaşlarınızla sayfasını paylaşan sitenin gelişimine yardımcı olacak

wave wave wave wave wave